-
Zeytinini Kur!
Kadîm meyvelerin başında gelen zeytinler, taze haliyle tüketilemez. Bütün zeytin türleri “yeşil zeytin” evresinden geçer. İçerdikleri bileşikten dolayı acımsı bir tadı vardır. Bu acılık, zeytin meyvesinin ağaçtan koparıldığı haliyle yenmesine mâni olur. Yeşil zeytini kahvaltı sofralarımızın baş tacı haline; yani yenilebilir duruma getirmek için tuz ve suya ihtiyaç vardır. Salamura zeytin, zeytinin tuz ile birlikte bekletilmesinden elde edilir.
Yeşil Zeytin, Kırma Zeytin, Yeşil Kırma Zeytin, Salamura Zeytin, Kahvaltılık Zeytin, Zeytin Nasıl Tatlandırılır, Zeytin Kurma, Salamura Zeytin
-
Her annenin sütünü arttıran besinler farklıdır. Süt yapan yiyecekler içerisinde, kimine bulgur pilavı iyi gelirken, kimine sütlaç çok daha olumlu etki edebilir.
Anne sütü arttırma niyetiyle tüketilebilecek belki de en zengin besin değerine sahip ve pratik olduğu kadar en sevilen gıdalardan birisi de şüphesiz kuru incirdir.
Kuru İncir, Emziren Annelerde Süt Üretimi, Süt Arttırıcı Besinler, Emzirirken Kuru İncir Tüketimi, Kalsiyum Eksikliği, Lohusalıkta Süt Arttırıcı, Kuru İncir Besin Değeri
-
Buruk incir, incirin dalında kuruma evresinde sona yaklaşmasının en bariz göstergesidir.
Dal kurusu incirler, hasat zamanı incir bahçesine yolu düşenler için incir ağaçlarının, sevenlerine en lezzetli, en tatlı, en yumuşak armağanlarıdır.
Doğal incir kurusu, tam anlamıyla "dal kurusu", buruk inciri tanımlar. Bütün sıfatları taşıyan ve hakkını veren buruk incirler adeta dağ incisi olarak adlandırılır.
Kuru İncir, İncir Hasatı, Bardacık İncir, Sarılop İncir, Buruk İncir, Dalında Kuruyan İncir, Kurutulmuş İncir, İncir Kurusu, İnce Kabuk İncir
-
İsmail ERZURUMLUOĞLU... 1954 Çorum-Sungurlu doğumlu, yaklaşık 30 yıldır Aydın'da ikamet eden "Yaşayan İnsan Hazineleri" mizden sadece birisi. İlk, orta ve lise tahsilini Sungurlu'da tamamlamış. Baba sanatkâr ruhlu, e haliyle tesir etmiş çocuğuna da. Henüz 7 yaşında iken römork imalatı yapan babasının yanında kaynak yapmaya, 10 yaşına geldiğinde de torna tezgahı kullanmaya başlamış.
Kaynakçı, Yaşayan Hazine, Oto Boyama, Araba Maketi, Maket Araç, Oyuncak Araba, Güner Maket Sanayi, İsmail ERZURUMLUOĞLU, El Yapımı Maket Araba
-
İstanbul'dan en çok istifade eden onu en iyi kullanandır. Yani akışa yön veren. (Bu çok ciddi bir emek, efor ve odaklanma ister.) İstanbul'dan şikayet eden de maalesef işin kolayına kaçan, kendini akıntıya bırakan ve sonra da bu haline dövünüp durandır. Yani İstanbul yaşamı, bir hazinenin anahtarı gibi… Kullanmasını bilirsen ve kilidi açarsan muhteşem bir hayat seni bekliyor, ama öylece bekleyip elinde tutarsan "elimde hazine anahtarı var" deyip kendine bir küçük dünya inşa eden ama hazineye hiçbir zaman giremeyen bir garip gibi olursun.
İstanbul, Koşturmaca, Büyükşehir, Beyaz yakalı, Kurumsal, Ege, Doğal, Trafik, Temiz Hava, Vazgeçiş, Monoton, Tarihi Gezi, Aktivite, İstanbulda Gezmek, Yeşile Hasret, Yoğun Hayat, Plaza Hayatı, Sevdiğin İşi Yapmak, Kaçış
-
Galata kulesinde fotoğraf, boğazda balık, Tophane'de nargile, Süleymaniye'de kuru fasulye, Kapalı Çarşı'da kaybolmak, sahaflarda yavaş yavaş gezinmek ve bunlar gibi daha binlercesi. Az bilinen veya popüler tüm imkanlarıyla, kaçımız en son ne zaman ilgili faaliyeti yaptık?
Yukarıdaki özet hayat edilgen bir dille anlatsam da aslında kendi hayatımız. Yani İstanbul'lu olmayan bir 34 meşreplinin kendi hayatı.
İstanbul, Ege, Doğal, Trafik, Temiz Hava, Vazgeçiş, Monoton, Tarihi Gezi, Aktivite, İstanbulda Gezmek, Yeşile Hasret, Yoğun Hayat, Plaza Hayatı, Sevdiğin İşi Yapmak, Kaçış
-
Geçmişinde Gölge Oyunu olan bir toplum olarak günümüzde kuklalara ve tiyatroya ne kadar uzak olduğumuz hiç dikkatinizi çekti mi bilmem. Ancak birilerinin çekmiş olmalı ki, Mart ayında İzmir Kukla Günleri tam 18 gün boyunca hayatımızı renklendirmeye aday bir dizi etkinlikle karşımıza 11.kez çıkıyor.
İzmir, Kukla Günleri, İzmir Etkinlik, Çocuk Etkinlikleri
-
18 Mart 1915’te Türk milleti tarihin akışını Çanakkale’de değiştirmiştir. Çanakkale Zaferi ile ilgili bilinen ilk resmi kutlama 1916 yılında yapılmıştır. Bu ilk törenin ardından bundan sonraki yıllarda Çanakkale savaş alanlarını ziyaret etmek ve burada çeşitli törenler düzenleyerek şehitleri yâd etmek adeta bir gelenek haline gelmiş ve günümüze kadar devam eden bu ziyaretler Çanakkale Savaşları’nın önemini her geçen gün daha da arttırmıştır (Sönmez, 2015). “Hüzün Turizmi” kavramı Çanakkale için yeni anlam kazanmaya başlayan bir olgudur. Her yıl yaklaşık 2500-3000 Anzak’ın katıldığı Şafak Ayini hüzün turizmi kavramını en güzel açıklayan etkinliklerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle Mart ve Nisan aylarında yöreye yaklaşık 310 bin yerli ve 190 bin yabancı turist gelmektedir (Akoğlan vd., 2015)
Çanakkale, Çavuşköy, Kirmen İpi, Ayazma, Bayramiç, İda Dağı, 3 Güzeller Yarışması, Hıdırlar Kaplıcası, Akçakoyun Çınar Ağacı
-
Dönüş yolunda Çanakkale merkeze uğradığınızda, Çanakkale Deniz Müzesi Komutanlığı’nda tarihi Nusret mayın gemisinin bir imitasyonu ile karşılaşırsınız. Bu imitasyon 2011 yılında İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda bire bir ölçülerde yapılmıştır. I. Dünya savaşı esnasında, Almanya bölgeye 406 deniz mayını depolamıştır (Tarakçı, 2015). Nusret Mayın Gemisi son kalan 26 mayını boğaza döşeyerek savaşın gidişatını değiştirmiştir. İngiliz donanmasına ait IRRESISTTIBLE ve OCEAN gemileriyle, Fransız donanmasına ait BOUVET zırhlı gemilerinin boğazın karanlık sularına gömülmesini sağlayan mayınları Nusret 7 Mart 1915 gecesi döşemiştir.
Çanakkale, Nusret Mayın Gemisi, Deniz Müzesi, Peynir Helvası
-
Urla, İzmir il merkezine 35 km uzaklıkta kendi halinde, sakin bir ilçe.
Burayı Ağustos ayında ziyaret ederseniz Urla Bağ Bozumu Festivali zamanına denk düşersiniz. Bağbozumu Festivali’nde tezgâhlarda üzüm suyu, şıra, börek, çörek, hediyelik eşya, seramik, giysi vb. pek çok otantik objeye rastlayabilirsiniz.
Urla, Bahar Festivalleri, Barbaros Köyü Oyuk (Korkuluk) Festivali, Urla Geleneksel Bağbozumu Şenlikleri, Uluslararası Enginar Festivali, Mart Dokuzu Ot Festivali, Karantina Adası, Malgaca Pazarı,
-
Yarım asırlık yakın geçmiş, şehir kültürünün ve şehirlerde yaşayan insan sayısının hızla artışına sahne olmuştur. Belki de bu yüzden insanlar günümüzde geçmiş günlere duyduğu özlemle yeni trendlerin peşinden koşmaktadır. Gastronomi turizmi de günümüzün moda trendlerden olmuştur.
Kültür ve yemek arasındaki ilişkiyi inceleyen yeme-içme bilimi ve sanatı gastronomidir (Cömert & Özkaya, 2014). Bu sözcük Fransızlarca 1835 yılından bu yana kullanılmaktadır (Karaca vd., 2015).
Gastronomi turizmi, bir bölgeye özgü yemekleri sunarak ve bölgenin kültürel kimliğini ve mirasını yansıtarak; bölgeye rekabet avantajı sağlayan, daha önce yaşanmamış bir yiyecek-içecek deneyimi yaşama imkânı sunan bir turizm şeklidir (Harrington & Ottenbacher, 2010).
Alaçatı, Festival, Ot Festivali, Egede Gezilecek Yerler, Ege Kültürü, Egeye Dair, Yöresel Festivaller, Ege Otları, Enginar
-
Aydın’ın Söke ilçesinden Didim istikametine doğru yol alırken yaklaşık 25 kilometrelik bir mesafeden sonra yolun sağ tarafında, küçük bir kahverengi tabelanın eşliğinde ulaşacağınız, dağın eteğine kurulmuş ve hala binlerce yıl öncesinin saldırılarına maruz kalma korkusuyla, doğanın koynunda gizlenmiş, gereken özen gösterilmemiş, güzel ama güzel olduğu kadar özel bir yerleşim yeri Priene. Lakin tarihi geziler sırasında rastladığınız, tarihle ilişkilendirilemeyecek kadar yeni ve tarihin aşıladığı milli şuurla örtüşmeyen ithal hediyelik eşya satıcılarının olmadığı… Görevli arkadaşların salaş tavırlarından, kendinizi siftah yapmamış bir dükkânın ilk müşterisi zannettirecek kadar sakin… Geniş ve sessiz alanı arkanızda bırakıp antik kente girdiğiniz hissi vermeyecek derecede sade bir kapıdan giriş yapıyorsunuz.
Pirene, Roma Dönemi Şehir Planlama, Zeus Tapınağı, Athena Tapınağı, Tarihteki İlk İmar, Menderes Ovası
-
İzmir denince ilk akla gelenlerden biri Kordon yani deniz boyunca uzanan sahil şerididir. Fakat İzmir sadece deniz demek değildir. Egeye Dönüş farkıyla bilinmeyen İzmir’e, İzmir’in iç kesimlerinde kalan ilçelerine bir yolculuk yapmaya ne dersiniz? Bugün sizi gizemli yönleriyle İzmir’in ilçelerinden Bayındır ve Tire’de dolaştıracağız…
Bayındır Çiçek Festivali, Ayazma, Kutsal Su, Dere Kahve Mesire Alanı, Tire Köftesi, Lorlu Tatlı, Karadut Reçeli, Bayındır Festivali
-
Farklılık, hikaye, geleneksel tavır, kadîm doğallık (modern doğallık söylemlerine karşı ürettiğimiz bir kavram), anonim uğraşılar… Sanıyoruz EGEYE DÖNÜŞ’ün hammaddesini bu gibi mihenk noktaları oluşturuyor. Sıkı takipçilerimiz bilirler; EGEYE DÖNÜŞ, salt “naturel ürün satış noktası” gibi bir dükkan değildir. Bu tanımlama çok kısır ve noksan kalır yapılan işin, girilen niyetin yanında…
EGEYE DÖNÜŞ, tam anlamıyla geleneksele dönüş, asıl olana rücû, maziye atıf, sandıkların içindeki gizli hazinelerin keşif macerasıdır. Ve odak noktası Ege kültürüdür. Uğraşımız kimi zaman mutfakta bir tabağın içinde, kimi zaman bir hediye paketinde kimi zaman da ofis masasının üzerinde küçük bir Ege detayı bırakma çabasıdır. Ve tabii ki, hayatın Ege versiyonunu metne döküp blogta yayınlayarak, tarihe not düşme, gök kubbede hoş bir sadâ bırakma telaşıdır.
Anneler Günü, Doğal Hediye, Natürel Hediye, Kapitalizm, Anneler Gününün Anlam ve Önemi, Anneliğin Kutsallığı, Özel Günlerde Hediye Çılgınlığı
-
Sadece karnımızı doyurmaktan ibaret olmayan, yemek yeme kültürü insanlığın varoluşundan bu yana genetiğine işlemiş bir olgudur. Kısaca hikâyemiz insanoğlu bu gezegene henüz gelmeden önce başlamıştır…
Bir rivayete göre ilâhî ruh ense kökünden içeri üflendiğinde Hz. Âdem’in gözü açılır ve Hz. Âdem cennetteki meyvelere bakar. Ruh karın bölgesine ulaşınca canı meyve çeken ve bir sıçrayışla üç beş meyve koparmak isteyen Hz. Âdem bunu başaramaz. Çünkü ruh henüz belden aşağısına ulaşmamıştır (Öztürk, 2004). Allah Kur’an-ı Kerim’de “İnsan aceleci bir varlık olarak yaratıldı” (Enbiyâ 21/37) ayetiyle Hz. Âdem’in gerçekleştiremediği meyve yeme isteğine dikkat çekmektedir.
Yemek Yeme Antolojisi, İlk İnsanlar, Yemeğin İcadı, Ekmeğin İcadı, Antik Yunanda Ekmek Üretimi, Hitit Kil Tabletler, Tarım Devrimi, Asuroloji, İlk Yazı