-
Türk kahvesi denilince, herkesin aklında bol köpüklü Türk kahvesi görseli uyanır. Hatta Türk kahvesi iyi oldu mu olmadı mı; öncelikle karşıdan köpüğüne bakarak karar verilir. Tabiri caizse, başarılı Türk kahvesinin ilk bakışta ölçütü, köpüğüdür.
Peki hem lezzetli hem de bol köpüklü Türk kahvesi yapmanın sırrı nedir?
Türk Kahvesi, Kahve Pişirme, Köpüklü Kahve, Kahve Hazırlığı, Kahve Sunumu, Şekerli Kahve, Sade Kahve, Türk Kahvesi Nasıl Pişirilir, Közde Kahve
-
Kadınlar gebe kaldıklarında, vücutlarında büyük değişiklikler olur. Bebeğin gelişimi ile devam eden bu değişiklikler, kadınların vücüdunun reaksiyonlarını tamamen değiştirir.
Bu dönemde sağlıklı beslenme, bebeğin ve annenin sağlığı için çok önemlidir. Bu yüzden, diyetinize daha sağlıklı ve kuru incir gibi süper besinler eklemeniz gerekir.
Besin değeri açısından zengin besinler, bu dönemde karşılaşılma ihtimali bulunan sağlık problemlerinin üstesinden gelmeyi de kolaylaştırır.
Hamilelikte Kuru İncir, Kuru İncir Faydası, Kuru İncir, Hamilelikte Beslenme, Hamilelikte Şeker, Hamilelikte Demir Eksikliği
-
Bebeğinizi büyütürken çeşitli yeni yiyecekler yedirmek, ilk yaşın en heyecan verici kısımlarından biridir. Bal faydalı ve besleyici bir besindir, bu nedenle anne-babalar bebeklerine doğal bal yedirmenin, en sağlıklı besleme yöntemlerinden birisi olduğunu düşünürler.
1 Yaşından Küçük Bebekler Bal Yiyebilir Mi?
Birçok çocuk doktoru ve beslenme uzmanı, bebeklerinize bal yedirmek için 1 yaşından öncesini önermiyor ve beklemenizi tavsiye ediyor. Yani bebeğinize 1 yaşından önce bal vermemelisiniz. Bu beslenme kuralı, bal içeren tüm yiyecekler ve unlu mamuller için de geçerlidir.
Ek Gıda, Botulizm, Bebeklere Bal Yedirme, Bal, Bal Alerjisi, Ballı Tarifler, Bal ve Öksürük, Bel ve Alerji
-
Her annenin sütünü arttıran besinler farklıdır. Süt yapan yiyecekler içerisinde, kimine bulgur pilavı iyi gelirken, kimine sütlaç çok daha olumlu etki edebilir.
Anne sütü arttırma niyetiyle tüketilebilecek belki de en zengin besin değerine sahip ve pratik olduğu kadar en sevilen gıdalardan birisi de şüphesiz kuru incirdir.
Kuru İncir, Emziren Annelerde Süt Üretimi, Süt Arttırıcı Besinler, Emzirirken Kuru İncir Tüketimi, Kalsiyum Eksikliği, Lohusalıkta Süt Arttırıcı, Kuru İncir Besin Değeri
-
İstanbul'dan en çok istifade eden onu en iyi kullanandır. Yani akışa yön veren. (Bu çok ciddi bir emek, efor ve odaklanma ister.) İstanbul'dan şikayet eden de maalesef işin kolayına kaçan, kendini akıntıya bırakan ve sonra da bu haline dövünüp durandır. Yani İstanbul yaşamı, bir hazinenin anahtarı gibi… Kullanmasını bilirsen ve kilidi açarsan muhteşem bir hayat seni bekliyor, ama öylece bekleyip elinde tutarsan "elimde hazine anahtarı var" deyip kendine bir küçük dünya inşa eden ama hazineye hiçbir zaman giremeyen bir garip gibi olursun.
İstanbul, Koşturmaca, Büyükşehir, Beyaz yakalı, Kurumsal, Ege, Doğal, Trafik, Temiz Hava, Vazgeçiş, Monoton, Tarihi Gezi, Aktivite, İstanbulda Gezmek, Yeşile Hasret, Yoğun Hayat, Plaza Hayatı, Sevdiğin İşi Yapmak, Kaçış
-
Galata kulesinde fotoğraf, boğazda balık, Tophane'de nargile, Süleymaniye'de kuru fasulye, Kapalı Çarşı'da kaybolmak, sahaflarda yavaş yavaş gezinmek ve bunlar gibi daha binlercesi. Az bilinen veya popüler tüm imkanlarıyla, kaçımız en son ne zaman ilgili faaliyeti yaptık?
Yukarıdaki özet hayat edilgen bir dille anlatsam da aslında kendi hayatımız. Yani İstanbul'lu olmayan bir 34 meşreplinin kendi hayatı.
İstanbul, Ege, Doğal, Trafik, Temiz Hava, Vazgeçiş, Monoton, Tarihi Gezi, Aktivite, İstanbulda Gezmek, Yeşile Hasret, Yoğun Hayat, Plaza Hayatı, Sevdiğin İşi Yapmak, Kaçış
-
Aydın’ın Söke ilçesinden Didim istikametine doğru yol alırken yaklaşık 25 kilometrelik bir mesafeden sonra yolun sağ tarafında, küçük bir kahverengi tabelanın eşliğinde ulaşacağınız, dağın eteğine kurulmuş ve hala binlerce yıl öncesinin saldırılarına maruz kalma korkusuyla, doğanın koynunda gizlenmiş, gereken özen gösterilmemiş, güzel ama güzel olduğu kadar özel bir yerleşim yeri Priene. Lakin tarihi geziler sırasında rastladığınız, tarihle ilişkilendirilemeyecek kadar yeni ve tarihin aşıladığı milli şuurla örtüşmeyen ithal hediyelik eşya satıcılarının olmadığı… Görevli arkadaşların salaş tavırlarından, kendinizi siftah yapmamış bir dükkânın ilk müşterisi zannettirecek kadar sakin… Geniş ve sessiz alanı arkanızda bırakıp antik kente girdiğiniz hissi vermeyecek derecede sade bir kapıdan giriş yapıyorsunuz.
Pirene, Roma Dönemi Şehir Planlama, Zeus Tapınağı, Athena Tapınağı, Tarihteki İlk İmar, Menderes Ovası
-
Farklılık, hikaye, geleneksel tavır, kadîm doğallık (modern doğallık söylemlerine karşı ürettiğimiz bir kavram), anonim uğraşılar… Sanıyoruz EGEYE DÖNÜŞ’ün hammaddesini bu gibi mihenk noktaları oluşturuyor. Sıkı takipçilerimiz bilirler; EGEYE DÖNÜŞ, salt “naturel ürün satış noktası” gibi bir dükkan değildir. Bu tanımlama çok kısır ve noksan kalır yapılan işin, girilen niyetin yanında…
EGEYE DÖNÜŞ, tam anlamıyla geleneksele dönüş, asıl olana rücû, maziye atıf, sandıkların içindeki gizli hazinelerin keşif macerasıdır. Ve odak noktası Ege kültürüdür. Uğraşımız kimi zaman mutfakta bir tabağın içinde, kimi zaman bir hediye paketinde kimi zaman da ofis masasının üzerinde küçük bir Ege detayı bırakma çabasıdır. Ve tabii ki, hayatın Ege versiyonunu metne döküp blogta yayınlayarak, tarihe not düşme, gök kubbede hoş bir sadâ bırakma telaşıdır.
Anneler Günü, Doğal Hediye, Natürel Hediye, Kapitalizm, Anneler Gününün Anlam ve Önemi, Anneliğin Kutsallığı, Özel Günlerde Hediye Çılgınlığı
-
Sadece karnımızı doyurmaktan ibaret olmayan, yemek yeme kültürü insanlığın varoluşundan bu yana genetiğine işlemiş bir olgudur. Kısaca hikâyemiz insanoğlu bu gezegene henüz gelmeden önce başlamıştır…
Bir rivayete göre ilâhî ruh ense kökünden içeri üflendiğinde Hz. Âdem’in gözü açılır ve Hz. Âdem cennetteki meyvelere bakar. Ruh karın bölgesine ulaşınca canı meyve çeken ve bir sıçrayışla üç beş meyve koparmak isteyen Hz. Âdem bunu başaramaz. Çünkü ruh henüz belden aşağısına ulaşmamıştır (Öztürk, 2004). Allah Kur’an-ı Kerim’de “İnsan aceleci bir varlık olarak yaratıldı” (Enbiyâ 21/37) ayetiyle Hz. Âdem’in gerçekleştiremediği meyve yeme isteğine dikkat çekmektedir.
Yemek Yeme Antolojisi, İlk İnsanlar, Yemeğin İcadı, Ekmeğin İcadı, Antik Yunanda Ekmek Üretimi, Hitit Kil Tabletler, Tarım Devrimi, Asuroloji, İlk Yazı
-
Orta Asya Türklerinde et ve süt öne çıkan besin kaynakları iken, Anadolu’ya göçün gerçekleşmesinden sonra yeni besin kaynakları mutfak kültürümüze ilave edilmiştir.
Orta Asya insanının et ve mayalanmış süt ürünlerini tüketmeleri yanında, Akdeniz çevresinin meyve ve sebzeleri, Mezopotamya'nın tahılları, Güney Asya'nın baharatları ile birleşen bu kültür zaman içinde zengin bir yapının doğmasında etkili olmuştur (Bülbül, Sezgin, & Kara, 2016).
Türk Yemekleri, Karınca Yuvası, Türk Yemek Kültürü, Gömeç, Ev Yoğurdu, Hz Adem ve Yasak Elma
-
Türk toplumunun genelinde ramazan orucu ruhen ve bedenen arınmanın bir formülü olarak algılanır. Ancak zaman zaman hepimiz iftar ya da sahurda yemeğin dozunu azıcık kaçırıp, sonrasında midemizin isyanı ile karşılaşmışızdır. Üstelik yaz aylarına denk gelen uzun gündüzler oruçla birlikte kişilerde bir enerji düşmesi, halsizlik ve bitkinlik de yaratmaktadır. Bütün kimyamızı değiştiren bu türden sıkıntıları basit ve doğal yöntemlerle tersine çevirmek mümkün mü sorusunu EGEYE DÖNÜŞ sizin için araştırdı.
Ramazan, Bitkisel Destek, İncir Kürü Sindirim Sistemi, İbn-i Sina Öneriler, Ramazanda Sahur, İftar Önerileri, Oruç Tutma Önerileri, Oruç ve Sağlık, Sıhhatli Kalmak İçin, Açlık Oruçları
-
Bütün dünyada ortak payda olan bir kavram düşünsek akla ne gelir? Toplumun her katmanının, eğitim ve gelir düzeyi ne olursa olsun tüm bireylerin, neredeyse her gün, mutlaka belirli miktarlarda tükettiği tek gıda ekmek olsa gerektir… Belki hava ve su dışında bu tanıma uyan başka bir alternatif bulmak da oldukça güçtür. İşte bu yüzden İbrahîmi dinlerin üçü de ekmeği kutsamıştır.
Buğday, Ekmek, Şarap ve Ekmek, Buğday Parası, Hamursuz Bayramı, Yahudilikte Ekmeğin Önemi, Müslümanlıkta Ekmeğin Önemi, Hristiyanlıkta Ekmeğin Önemi, Buğdayın Kutsallığı, Eski Tarihlerde Ekmek
-
Türkler devlet kurma ve yönetme kabiliyetleri üstün bir millet olarak tanınırlar. Tarih boyunca Türk halkını yönetenlerden beklenen en önemli yöneticilik vasfı; halkını aç ve çıplak bırakmaması olmuştur (Kızıldemir, Öztürk, & Sarıışık, 2014).
Osmanlı mutfağı; saray mutfağı ve halk mutfağı olarak iki farklı kategoriye ayrılırken (Şavkay, 2000) söz konusu mutfak, kültürel anlamda bir imparatorluğun tüm zenginliklerine sahiptir. Türk mutfağını da temsil eden bu unsurların başında etnik zenginlik ve yeniliklere açık olma eğilimi başı çektiği için sadece Türklüğü hatırlatan dar bir adla değil, bir imparatorluğu temsil eden ‘Osmanlı Mutfağı’ ismiyle anılması şaşırtıcı değildir. Osmanlı Mutfağı, Çin ve Fransız mutfağı ile birlikte dünyanın en önemli üç mutfağından birisi olarak anılmaktadır (Kızıldemir, Öztürk, & Sarıışık, 2014). Çok kültürlü yapısıyla füzyon mutfak özelliği göstermesi Osmanlı mutfağını modern anlamda da ilgi çeker hale getirmektedir. Bugün pek çok ünlü şef mutfaklarında birden fazla kültüre ait yemekleri harmanlayarak füzyon mutfak oluşturma eğilimindedirler.
Padişah Sofraları, Fodula, Füsyon Mutfak, Füzyon Mutfak, Osmanlı Mutfak Kültürü, Osmanlı Yemekleri, Osmanlı Baharatları, Osmanlıda Bal Tüketimi, Ballı Yemek, Bal Tarifleri, Bal ile Tatlandırma
-
Şimdilerde herkes "nerde o eski bayramlar" klişesine takılmışken, son söyleyeceğimizi en başa alıp, daha yazımızın ilk satırlarında belirtelim ki hasretle arayanlar ve gönül gözü açık olanlar için “Ege’de O Eski Bayramlar!”...
Sokaklarda çocuk sesleri azalsa da bitmeyen, harçlıkları harcamak için hâlâ mahalle bakkalı bulunabilen, lavanta kokulu eski bayramlar; çaylar, kahveler, baklavalar eşliğinde komşularla, akrabalarla birlik içinde kutlanmakta Egeye Dönüş yapanlarca…
Bayram, Bayram Kıyafeti, Bayramlık, Harçlık, İncirli Draje, İncirli Trüf, Portakal Çiçeği Kolonyası, Ihlamur Kolonyası, Limon Kolonyası, Bayram Kolonyası, Nostaljik Bayram, Kırmızı Pabuçlar, Çiçek Kokusu, Parfümsü Koku
-
Türkiye’de yılda her tüketici yıllık yaklaşık 40 litre gazlı içecek tüketiyor ve tercih edilen gazlı içeceklerin % 64’ü kola kategorisinde (Coşkun, 2012). Oysa geçmişte gazlı içecek olarak bildiğimiz sadece gazoz vardı. Pet şişe ve kutu meşrubatlar zaten icat edilmemişti. Bakkaldan depozito ödeyerek alınan litrelik cam şişeler ise belki sadece misafir geleceğinde alınacak kadar lükstü.
Gazoz, Şerbet, Kar Helvası, Madran Gazozu, Nazilli Gazozu, Gazozcu Necati Amca, Sübye, Kavun Şerbeti, Bici Bici, Karsanbaç