Sağlıklı yaşamın kaynağında, tüketilen besinlerin yattığının anlaşılmasıyla birlikte sofralarda sıvı altın diye tabir edilen zeytinyağı daha çok yer almaya başlamıştır. Profesör Francisco Grande Covián’a göre "Koroner kalp hastalığı kaynaklı ölüm oranlarının en düşük seviyede seyrettiği ülkeler, hemen hemen tüketilen tek yağ çeşidinin, zeytinyağı olduğu ülkeler olarak belirlenmiştir” (The Olive World, 2017).
Kutsal Tane Zeytin ve Sıvı Altın Zeytinyağı
Tarih boyunca zeytinyağı öncelikle aydınlatma ve tıp olmak üzere pek çok alanda kullanılmıştır. Dinsel törenlerde tanrılara sunulan kutsal bir nesne iken, aydınlatmada sağladığı yararlar görülünce, ticari bir ürün haline gelmiştir zeytinyağı… Antik çağlarda amforalar ile deniz aşırı ülkelere ihracatı yapılan bir “Ege Kıymeti” olmuş, yörenin bereketine bereket katmıştır, zeytinyağı...
Zeytinyağının gıda olarak tüketimi daha yeni bir olgu olsa da, antik çağlarda yakıt olarak kullanımı dışında, en önemli kullanım alanı masajdır. Tıbbî bir gereklilik olarak görülen masaj, vücudun kirlerden arınması yanında yaşlanma karşıtı oluşu nedeniyle de tercih edilmiştir. İnsan vücudunda üretilemediği için dışarıdan almak zorunda olduğumuz "esansiyel yağ asitleri"ni çokça içermesinden dolayı zeytinyağı, sağlıklı yaşlanma için anahtar rol üstlenmektedir (Özata & Cömert, 2016, s. 105).
Geçmişte zeytinyağı ile yapılan masaj o denli önemliydi ki, Eski Roma’da sadece krallar ve imparatorlar zeytinyağı ile mesh edilmiştir (Kaplan & Arıhan, 2011, s. 9). Antik Atina şehri kadınları yılda 1,5 litre zeytinyağını yüz ve vücutlarına sürerek tüketirken, aynı şehrin erkekleri yılda yaklaşık 5-10 litre arası zeytinyağını kozmetik amaçlı kullanmışlardır (Kaplan & Arıhan, 2011, s. 8). Zeytinyağlı Sabun ile yıkandığında insanın teninin rahatlayıp, yumuşadığı, hatta saçlarının daha canlı ve güçlü olduğu günümüzde de halk arasında bilinen yaygın bir inanıştır.
Doğal Kozmetik Ürünü; Zeytinyağlı Sabun
Kırkpınar pehlivanlarının yağlı güreş öncesi vücutlarını zeytinyağına bulayarak ‘peşrev atma’ geleneği buradan mı geliyor bilinmez ama Antik Yunan’da sporcular yarışmalar öncesinde vücutlarını zeytinyağı ile ovarak kaslarını ısıtırlar ve yarışma sırasında oluşacak sakatlanmalara karşı kendilerini korurlardı. Yine uzun yola çıkacak olanların ayaklarını yara olmasın diye zeytinyağı ile ovdukları bilinmektedir (Kaplan & Arıhan, 2011, s. 8). Osmanlı döneminde de zeytinyağı pahalı ve kıymetli bir yağ olarak görülmüştür. Özellikle 1669 yılında Girit fethedildikten sonra kullanımı yaygınlaşan zeytinyağı, aynı zamanda ilaç olarak kullanılmıştır (Oğuz, 2015). Bu ilacın faydalarını gören İngilizler en iyi zeytin ve zeytinyağı Aydın yöresinde bulunuyor mantığıyla, 1856’dan itibaren İzmir-Aydın demiryolu hattını kullanarak, ülkelerine “Aydın Zeytini” ve “Aydın Yöresi Zeytinyağı” ithal etmeye başlamışlardır (Tunalıoğlu, 2010).
Aydın Yöresi Zeytinyağı
Günümüzde yurt dışına çıkanların hayretle eczanelerde satıldığına şahit olduğu zeytinyağı, kimyasal herhangi bir işlemden geçmeden üretilen, doğal bir meyve suyu olma özelliği taşımaktadır. Zeytinyağı yaşlanmanın, hem genel olarak doku ve organlar, hem de beyin fonksiyonları üzerindeki etkilerini geciktirmektedir (UZZK, 2010).
Üretim aşamasında titiz davranıldığı zaman kalitesini koruyan zeytinyağı, tüketilirken de sahip olduğu vitaminleri, temel yağ asitlerini ve diğer besleyici doğal maddeleri kaybetmemektedir (Karabina, İflazoğlu, Karakuş, & Kuvvetli, 2016, s. 100). Böbreklerin ıslahında, taşları düşürmede, bağırsak kurtlarını düşürmede, karın ağrısında sıcak su ile zeytinyağı içilmesi iyi gelir (UZZK, 2010).
Şifa Kaynağı Zeytinyağı
Zeytinyağı %77 tekli doymamış yağ asidi, % 9 çoklu doymamış yağ asidi ve % 14 doymuş yağ asidi içeriğiyle, tekli doymamış yağ asidi kaynakları içinde en güçlü olanıdır (Küçükkömürler & Ekmen, 2015, s. 815). İçerdiği ‘linoleik asit’ yüzdesi nedeniyle anne sütüne benzeyen zeytinyağı, inek sütüne katıldığında anne sütüne yakın değer elde edilir. Sütü kesilen anneler yağsız inek sütüne biraz zeytinyağı katıp bebeğe verebilir. Günde birkaç damla zeytinyağı bebeğin gelişimine büyük katkı sağlar (UZZK, 2010).
Faydaları nedeniyle ‘Ana Sütü’ diye adlandırılan natürel sızma zeytinyağı; başta cilt rahatsızlıkları olmak üzere, hipertansiyon, yüksek kolesterol, damar sertliği, mide ve bağırsak şikâyetleri, romatizmal ağrıların bir kısmı, safra kesesi ve karaciğer rahatsızlıkları ile kansızlık için tedavi edici olarak kullanılmaktadır (Özata & Cömert, 2016, s. 106).
Tekli doymamış yağ asitleri kandaki LDL’yi azaltıp, HDL’yi yükselttiği için toplam kolesterol seviyesini azaltmaktadır (Küçükkömürler & Ekmen, 2015, s. 815). Kalp sağlığına da olumlu katkısı olan zeytinyağı tüketimi yönünden zengin diyetlerin, aşırı kan pıhtılaşmasını önleyerek, kalp yetmezliğinin düşük seyrine katkıda bulunduğu gözlemlenmiştir (The Olive World, 2017).
Zeytinyağı içerdiği A ve E vitaminleri ve doymamış yağ asitleri sayesinde kalp-damar hastalıklarını önleyici etkilere sahipken; kalp sağlığını destekleyen, kanseri önleyen (Kaplan & Arıhan, 2011, s. 12) antioksidan özellikleri de bünyesinde barındırır (Sevim, 2011, s. 43).
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK)’ne göre dünyanın en önemli kanser ilacı köpek balığı kıkırdağıdır. Köpekbalığından çıkan ‘sgualene’ adlı madde sızma zeytinyağında bol miktarda bulunur. Günde 100 cl. zeytinyağı tüketimiyle köpekbalığı kıkırdağından alınacak kadar ‘sgualene’ alınır. Zeytinyağı kanser riskini % 50'ye yakın azaltmaktadır (UZZK, 2010).
Zeytinyağının En Lezzetli Anlarından Biri
Uluslararası Zeytin Konseyi (IOOC) 2017 yılı ‘Dünya Zeytin Günü’ kutlamaları bütün dünyada 15-30 Kasım 2017 tarihleri arasında gerçekleşecek. Bu arada zeytin hasadını yerinde gözlemlemek, ağaçlardan toplandığı ham haliyle zeytin satın alıp, evinizde kendi zeytininizi tadlandırmak gibi sebepler sizi bir Ege ziyareti için motive edebilir. Egeye Dönüş takipçileri için tescilli “Uzun Yaşam Şehri Nazilli” ziyaretini şiddetle tavsiye ediyoruz. Bizler bu ziyaret sırasında ev sahipliği yapmaya, bir acı kahve ikram etmeye gönüllüyüz. Böylelikle "uzun yaşamın sırları" hakkında sohbet etme şansımız olacaktır.
Hoşçakalın…
Kaleme Alan: Hüsnü Egemen ABİRDÂN