Bugün 14 Mart Tıp Bayramı ve bu satırları bir doktorun kaleminden okuyorsunuz. Ben yurdun bir köşesinde gecesiyle gündüzüyle bu mesleği icra etmeye çalışan binlerce doktordan biriyim. Tam da hepimizin gündeminde hastalık, virüs ve doktorların olduğu bir döneme denk geldi bu bayram. Hepimizin evlerimize çekildiğimiz, dünyanın her yerinde doktorların can siperane mücadelesini televizyonumuzdan ve sosyal medyalarımızdan takip ettiğimiz zor günlerdeyiz. Elbette dışarıda gündem neyse bizim aramızda da durum bundan farklı değil. Doktoruz elbette ama biz de endişeler taşıyan fanileriz. Peki nedir doktorları endişeli faniler olmaktan çıkaran sır? Bunun için 14 Marta bir ufak bakış atmamız gerekiyor. Nedir 14 Mart? 14 Mart Modern tıp eğitiminin başladığı gün. Hani şimdilerde ailelerimizin kazanıldığı anda 6 sene boyunca bizim çocuk da Tıp okuyor dediği sürecin Türkiye’de kabul edilen ilk başlangıcı. Wikipedia’nın daha nizami anlatımıyla aktarmam gerekirse “14 Mart 1827'de, II. Mahmut döneminde, Hekimbaşı Mustafa Behçet'in önerisiyle ilk cerrahhanenin, Şehzadebaşı'daki Tulumbacıbaşı Konağı'nda Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kurulması, Türkiye'de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilir. Okulun kuruluş günü olan 14 Mart, "Tıp Bayramı" olarak kutlanmaktadır.” Tabii ki öncesi uzun bir yolculuktur bu tarihin; insanlık tarihiyle eştir belki de. Hipokratlar, İbn-i Sinalar ve adını muhtemelen duymadığınız, benim bile hatırlamadığım tonlarca isimden bugünlere kadar gelmiş bir serüvendir. Bu serüvenin belki de en bilinen isimlerinden biri malum Hipokrat. Asıl dananın kuyruğu da burada kopuyor. 6 sene bu sanatı öğrendikten sonra Hepimiz tıp fakültesini bitirirken bir yemin ediyoruz. İşte herkesin kapı baca kapattığı böyle dönemlerde doktorların belki de hastanelerde karantinada kalma pahasına, ailesinden uzak kalma uğruna ve dahi canından olmayı göze alarak görev yapmasının somut açıklaması, ilk tıp eğitiminden bu yana biriktirilegelen kültürün Hipokrat yemini ile somutlaşmasının sonucudur. Henüz genç sayılabilecek bir ömrün 10 yılını herkesin şimdi satın almak için hücum ettiği dezenfektan kokuları arasında geçirdim. Tek hedefim ise öğrendiğim bu bilim ve sanatı insanlara faydalı şekilde kullanabilmek ve karşılığında sadece kıymet görmek. Hepimizin Tıp Bayramı kutlu olsun.. Kaleme Alan: Bir Türk Hekimi