Hipokrat, deniz rezenesinden bahsetmiş ve idrar yolu ağrılarına karşı önermiştir. (L’ANCIEN 1957)
19. YY’da bu bitki, özellikle tansiyon hastalarının tuz ihtiyacını karşılamaya yönelik baharat olarak kullanılmıştır.
Deniz rezenesi yani diğer ifadeyle kaya koruğu, mineral maddece zengindir. (CEMEROĞLU, 1986)
Mineral maddeler, vücutta kemik ve diş gibi sert dokuların yapı taşlarıdır.
Kaya koruğu faydalarını anlatmaya devam edelim.
Demirce zengin besinlerden olarak bilinen, ıspanak, semizotu, pazı, asma yaprağı ve karalahanada demir miktarı 15-36 ppm arasında olup; kaya koruğunda bu miktarın ortalama 32 ppm’lerde gezdiğini göz önüne alırsak; kaya koruğu sahip olduğu demir içeriği bakımından da yüksek avantaja sahip bir besindir. (IŞIKOĞLU, 1988)
Yine aynı rapordan edindiğimiz bilgiye göre, deniz rezenesi (kaya koruğu) çinko açısından da zengindir ve günlük ihtiyacın belirli bir kısmını karşılayabilir.
Kaya koruğu turşusu ekşi tadının yanı sıra, içerdiği besin maddelerinde, salamura sonrası bir kayıp söz konusu olur mu sorusuna yine önemli bir araştırma ile cevap verebiliriz.
Salamura edilmiş kaya koruğunun ham haline göre daha düşük bakteri içerdiği de yine bazı çalışmaların neticesinde belirlenmiştir. ( TEMİZ, 1996)
Bağırsak solucanlarına çözüm arayışı sanırız ki günümüz beslenme modelinin getirdiği sorunlar dolayısıyla artmaktadır. Çok eski çalışmalardan birinde belirtildiği üzere; sirke ile kaynatılan kaya koruğunun suyu ve kendisinin tüketilmesi bu konuda fayda sağlayabilir. (Lehçetü’l Lügat). Burada tazesine ulaşılamayan kaya koruğunun; turşu (salamura) halde tüketimi de benzeri fayda sağlayabilir mi, kaya koruğu tüketenlerin yorumlarını incelemek gerekecektir.
Kaya koruğu ne işe yarar sorusunda halk arasında çok sorulan bir soru ile devam edelim.
Sarı Çiçekleri ile Kaya Koruğu